04/11/07 - OLAĞAN DEVRE - 31. Pazar Günü – C
1.Okuma
Bilgelik 11,22 - 12,2 Mezmur
144
2.Okuma 2Sel. 1,11 - 2,2 İncil Luk. 19,1-10
İsa’nın
öğrettiği dua “Kötülükten kurtar” isteği ile sona erer, bu
düşmanımız şeytanın tüm tehditleri ve baştan
çıkarmaları, ayartmaları ve şiddetinden kurtar,
anlamına gelir. Artık kendimizi hür olarak Baba’ya teslim edebiliriz
ve tekrardan şöyle diyebiliriz: “Göklerdeki
Pederimiz…”! Bu duayı on, yirmi, otuz kere de tekrar etsek her
defasında “Peder” diye
seslenişimiz değişik bir tonlamada olur, çünkü her
defasında Onunla evlat ilişkimiz büyüyor, olgunlaşıyor ve
yeni boyutlar kazanıyor! Ona yaklaşırken, İbranilere
Mektup’un yazarının dediği gibi olmuyor: “Sizler, dokunulabilen ve alev alev yanan dağa,
karanlığa, koyu karanlık ve kasırgaya, gürleyen
çağrı borusuna ve Tanrısal sözleri ileten sese
yaklaşmış değilsiniz”.
Gerçekten de Allah’tan
korkmuyoruz, çünkü O’nun bize zarar veren hiç bir şeyi arzu
etmediğini biliyoruz. O bizi seviyor, anne gibi şefkatli bir
babadır ve peygamber Hoşea’nın dediği gibi: “Onları insancıl iplerle, sevgi
bağlarıyla kendime çektim; Boyunduruklarını kaldıran
biri oldum, eğilip yiyeceklerini verdim”. Biz devamlı olarak Onun
bakışının altında olduğumuzu biliyoruz. O bizleri
yanında arzuluyor, aynen masaldaki mirasını alıp uzaklara
giden oğlunu bekleyen ve büyük oğlu ile sevincini paylaşmak
isteyen baba gibi. Baba’ya yaklaşarak “sizler
bir bayram şenliği içinde adları göklerde
yazılmış ilk doğanların topluluğuna
yaklaştığınızı” bilirsiniz. Bizim azizliğimiz sevinçli bir azizliktir,
hatırlarsanız bunu aziz Yuhanna Bosko çocuklarına da tavsiye
ederdi. Azizler Filippo Neri ve Sales’li Fransua’da bunu gösterdiler.
İmanlının yaşamında sevinç eksilmemelidir: bu sevinç
İsa’nın bizi kurtardığının bir şahitliğidir,
Allah’ın iyiliğini ve babalığını ciddiye
alışımızın işaretidir, sayesinde de İncil’i
başkalarına hoş göstermek için bir fırsattır. Sevinçli
oluşumuz Kutsal Ruh’un içimizde oluşunun meyvesidir: bu mevcudiyetini
beslemeliyiz, aynen bir bitkiyi besleyip meyve vermesini beklediğimiz
gibi. Bütün gün dünyevi haberleri arıyorsak yoruluruz ve moralimiz
bozulur, bunları hemen Allah’ın merhametine emanet etmiyorsak da
bizleri sarsacak, ezeceklerdir. Günahın işaretlerini ve sonuçlarını
taşıyan bu dünyada yaşamamıza rağmen
bakışlarımızı yükseltmeliyiz ve Baba’nın ve
İsa’nın sevgisinin ve bilgeliğinin işaretleri olan
ışığı ve sevinci dünyaya vermeliyiz. Bunu Kutsal Ruh
sayesinde yapabiliriz!
Bilgelik Kitabı Allah’ın niyetleri
hakkında bize iyi bir öğreti vermektedir: bizler günahkârız, ama
o bizi hor görmez, tersine bizleri günahtan uzaklaştırmak ve
günahımızı sökmek için uğraşmaktadır. “Günah işleyenleri yavaş
yavaş uyarırsın, kötülükten vazgeçsin ve sana iman etsinler
diye, onlara öğüt verirsin ve işledikleri günahları
hatırlatırsın”. Birçok defa Ondan uzaklaşmış
olmamıza ve Sözünü, mevcudiyetini hor görmüş olmamıza
rağmen, Allah’ın iyiliğini ve sevgisini bildiğimiz için
kurtulacağımızı ümit edebiliriz.
Allah bizi günahın yükünden ve zararından
kurtarmak için ne yapar?
Cevabı İncil’de buluruz. Bir kişi
işlediği günahlardan huzursuz yaşamaktadır.
İsa’yı görme imkânı olduğundan bu
karşılaşmayı gerçekleştirmek için tüm
fırsatları değerlendirir. Herkesin gözü önünde kendisini komik
duruma düşürebilecek bir şey bile yapar: İsa onun için her
şeyden önemlidir. İsa da “saf” anlamına gelen Zakay
adındaki bu kişinin davranışını beğenir. O
bir günahkârdır, ama “saf” adını taşımaktadır. Şimdi
ise adı gibi saf olmakta! İsa ile karşılaşınca
olması gerektiği gibi olur. İsa’yı kabul eden ve sadece Ona
önem veren kişi, Baba’nın sevgisini de kabul etmiş olur ve
huzuru bulur. İşte, İsa, Allah’ın günahımıza
verdiği cevaptır. Sen itaatsizlik durumun için çare aramaktasın,
O seni İsa ile buluşturuyor, çünkü İsa İmmanuel’dir, yani
“bizimle birlikte olan Allah”tır, Onun bakışı seni
temizliyor, iyileştiriyor, seni yeniliyor!
Aziz Luka bize bir günahkâr ile İsa’nın
karşılaşmasını anlatıyor çünkü bu
karşılaşma Hıristiyan cemaatlerinde devamlılıkla
tekrarlanacaktır. Dürüst olmadıkları için hor görülen insanlar,
İsa ile karşılaşarak yaşam değiştirirler,
devamlı olarak emirlere uymuş olan Hıristiyanlara bile örnek
olacak kişilere dönüşürler. Zakay bunun bir örneğidir, sadece
kandırdığı kişilere aldığını iade
ettiği için veya mal varlıklarının yarısını
dağıttığı için değil, ama İsa’yı
ciddiye aldığı ve Ruh’u tarafından etkilenmeyi kabul
ettiği için böyledir, Allah’ın bilgeliğinin kendi dünyevi
işlerine karışmasına izin verir. Bu
karşılaşmanın önemi işte budur: İsa ile
yaşamak yaşamı değiştirir, yeniler. Nasıl? Bunu
önce bilmiyoruz, yaşamımızı nasıl
değiştirecek bilmiyoruz: Her birimize yaşamımızı
değiştirerek İsa’ya nasıl şan verebileceğimizi
tavsiye eden Ruh’tur. Her gün İsa ile karşılaşalım,
Onu yaşamımıza kabul edelim, evimizin kapısını
Ona açalım, olduğumuzu ve elimizdekini Ona verelim: Onun
zamanımızı, paramızı, yüreğimizin sevgi
duygularımızı, niteliklerimizi ve kapasitelerimizi
kullanıp, değerlendirmesine izin verelim. Zakay, İsa’yı
kabul ederek saf oldu. Ben de günahkâr, İsa ile
karşılaşınca ve onu kabullenince olabildiğimin en
iyisi oluyorum! O gerçekten Allah’ın dünyada acı çeken günahkârlara
sevgisi ve merhametidir!