18/11/07 - OLAĞAN DEVRE - 33. Pazar Günü –
C
1.Okuma Mal. 3,19-20 Mezmur
97
2.Okuma 2 Sel. 3,7-12 İncil Luka 21,5-19
Uzun haftalar
boyunca azizlik hakkında konuştum, ama pek bir şey
gerçekleştirdiğimi sanmıyorum. Sanki baştan başlamam
gerekiyor: hatta ilk önce bunları kendim gerçekleştirmeye
çalışmalıyım. Rabbin Ruhunun bana ilham verdiği
şeylerden birkaçını gerçekleştirsem, çok daha
fazlasını anlatabilirdim! Ben sizlerden, İsa’yı sevmek ve
annesi Meryem ve tüm azizlerle birlikte Onu yüceltmek isteyen sizlerden örnek
almayı umuyorum. Birbirimize, Rabbe küçük itaat örnekleri, Baba’ya
kendimizi emanet etme, kardeşlerimize ilgi gösterme örnekleri vererek
büyüyebilir, Allah’ın istediği ruhani birliği inşa
edebiliriz. O, bu birliğe tüm insanları çağırmak ister,
özellikle de sevgisini tanımayanları, böylece Onun güzelliğini
görüp, Onunla beslensinler ve yaşamın gerçeğinin O olduğunu
keşfetsinler. Onun birliğine geçici de olsa dâhil olmuş olanlar,
sevgisi ile aydınlanarak İsa’ya varabileceklerdir. İsa
onları kendisine âşık edecek ve sevinçle dolduracaktır!
Onların sevinci de bizimkini arttıracak: zaten biz Rab ile olmaktan
mutluyuz, ama imanımızın ve günlük yorgunluğumuzun
İsa’yı başkalarıyla buluşturmaya
yaradığını gördüğümüzde daha da mutlu oluyoruz. Bazen
İsa’yı seven ve Onun için yaşayan kişilerden yardım
almamız faydalı hatta gereklidir. Birçok aziz ve ruhani
babalar-rehberler, aynen Tobit’in oğlu Tobias’a dediği gibi, bize
örnek verecek kişiler aramalıyız: yeryüzündeki Rabbe doğru
yolculuğunda sana rehberlik edecek “Seninle
yolculuk yapacak güvenilir bir adam bul” (Tb 5,3). Bir kişiden
Allah’ın Sözünü aramak veya yaşamımızdan O’nun ne
istediği anlamamız için yardım istemek bir alçakgönüllülük
eylemidir, bundan sevinç de duyarız: Allah’a itaat etmek için bir kişiyle
birlik içinde olmak bize büyük huzur verir, bazen de zor durumları
atlatabilmek için cesaret ve güç verir.
Bu Pazar
günü kilise takviminin son pazarından önceki haftadır: bu sebepten
zamanların sonundan, her şeyin sona ermesinden ve
yaşamımızın sona ermesinden bahseden metinler okunur.
Hakikaten de her şeyin geçici olduğunun farkındayız ve
hastalıklar ve kazalar sebebiyle devamlı olarak tehlikede
yaşadığımızı görürüz. İsa bu gerçeklerden
konuşur, bunları saklamaz veya konuşulmaması bir konu
olarak görmez. Onun sözleri yüzeysellik içersinde yaşamamak için bir
yardım, uyanık olmaya ve dünyanın güzel şeylerini birer
ilaha çevirmemeye yardımdır. Bizler insanların, kendi
yaptıkları şeyleri, ilahlara çevirmelerinin ne kadar kolay
olduğunu görüyoruz. Bu şeyler güzel, çekici, faydalı
olduklarını gördüğümüzde onları yapanları
beğeniyoruz, onlara anıtlar, meydanlar ithaf ederek şan
veriyoruz. Elbette de insanın bunu yapması için ona zekâyı ve
kabiliyeti vereni unutuyoruz.
“Taş
üstünde taş kalmayacak”: gerçekten Yeruşalim için kırk sene sonra
böyle oldu. Bu sözler sadece
Yeruşalim için değil de, tarih boyunca insanlar tarafından,
Hristiyanlar tarafından da, sayısız eserler için, harika
kiliseler için de geçerli oldu. Kurduğumuz çeşitli sosyal ve
yardım kurumları bile sona erecekler. Ruhsal
yaşamımızı, Rab ile olan birliğimizi ve O’nun
projelerini küçümsememek için, bunu unutmamalıyız.
Dünyada
hiçbir şey sabit değildir, hiçbir şey kalıcı
değildir. Halklar hareket ediyor, beraberlerinde kendi egoizmlerini,
zorbalıklarını sürüklüyorlar, ellerindeki yıkıcı
güçle günahlarını kabul ettiriyorlar. İsa’yı dinleyen
kişi bu olaylara hazır olmalıdır, putperestliğin ve
ateizmin sunabileceği çekicilikten korunabilmeli, insanın tek
Kurtarıcısına şahitlik etmeye hazır olmalı.
İsa’yı seven insani güveni sevmez: böyle gibi gözükenler daha
tehlikelidir. Akrabalar veya sevdiklerini söyleyenlerden bile kin görecek ve
kandırılacaklardır. Deprem ve hastalıklardan
korkmamalıyız, imanımızın
zayıflığından korkmalıyız, şehitlik verememe
yeteneğimizden korkmalıyız. Gelecekte kim olduğumuzu
gösterebilmemiz için birçok fırsat olacaktır, daha doğru bizi
yaşatanın ve sevinç, sevgi verenin, güvenli rehberlik ve
yaşamımıza anlam verenin kim olduğunu göstermek için
fırsatımız olacaktır. Birçok kişiye İsa’nın
kurtuluşuna katılabilme imkânı verebileceğiz, ama
uyanık olmalıyız ve neyin Allah’a ait olduğunu,
Onunmuş gibi gözükenden ayırmalıyız. Eğer
kalıcı Olana bağlı kalmak istiyorsak, hiçbir zaman her
şeyin sona erdiğini unutmamalıyız. O bizi gerçekten sever
ve yüzyıllar boyunca yüceltilmeye layıktır!