13/05/07 - Paskalya Devresi 6. Pazar Günü
1.
Okuma Hav.İşl. 15,1-2. 22-29 Mezmur 65
2.Okuma Ap 21,10-14.22-23 İncil Yu.
14,23-29
Yalnızlık
Rabbimiz İsa’ya bağlılığımızı ve
imanımızı güçlendirmek ve Baba’nın arzusuna teslim olmak
için iyi bir ilaçtır. İmana tüm dikkatimizi vermeliyiz. O garanti
gözüyle bakabileceğimiz bir armağan değildir, evimizde veya
cebimizde taşıdığımız bir obje gibi, bir kere
elimizde olduğu için hep sahip olacağımız bir şey de
değildir. İman yüreğimizin ve aklımızın
devamlı bir eylemdir, bu eylem miktarda değil de kalitede artabilir.
Gerçekten de birçok kere imanımızın kalitesi yeterli
değildir. İmanımız böyle yetersiz olunca imanlı
olduğumuz yanılgısına kapılabiliriz, hiçbir zaman
içsel olarak olgunlaşmayız, o zaman da dirilmiş İsa’nın
şahitleri de hiç olmayız. İmanımızın kalitesi ne
zaman düşüktür? Ne zaman Allah’tan bir şey elde etmek için Onu
düşünüyorsak, o zaman imanımız çıkarcı, egoisttir.
Bunu arzularımız gerçekleşmediğinde hissederiz: o zaman
şikâyet edip, iman etmekten neredeyse vazgeçmek üzere oluruz. Bu
imanın kalitesi çok düşüktür. Hatta buna Hıristiyan imanı
bile denemez. Hıristiyan imanı kendini Allah’ın hikmetine teslim
eder, bizi kurtaran İsa’nın haçını hep gözünün önünde
tutar, Allah’ın evlatları olarak tanınmak için de ona benzemesi
gerektiğini bilir. Allah’ın azizliğine doğru yürürken
imanımız daima güçlü, derin ve ciddi olmalıdır.
Biraz önceki
okumada Allah’ın insanlara armağanı olan gökten inen, kutsal Yerulaşim’in tasvir edilmeye
çalışıldığını dinledik. O, yüksek ve güçlü
duvarlarla çevrili ama kapalı değil. Her tarafından içeri
girilebilir, ama kapılardan geçme şartıyla. Bu
kapıları melekler korumakta ve İsrail halkının
atalarının koruması altındalardır, tüm şehir ise
on iki havariyi hatırlatan on iki temel üzerine kuruludur. Bu şehirde
şimdi ve gelecekte ikamet edenler, ataların Allah’a ve havarilerin de
Rableri İsa’ya itaatinden faydalanmaktalar. Bu şehre girip
yaşayanlar İsrail halkının ve Kilisenin yaşam meyvesini
alırlar. Bunun için onlar Kilise’nın açtığı kapılardan
geçmeyi kabul ederler, yani, Kilise’nin, onlara barış ve sevinçli bir
yaşamı, koruma ve sabitliği sağlamak için verdiği
kuralları kabul ederler. Şehrin kuralları havarilerin
yaşamlarıyla şahitliğini yaptıklarıdır:
şartsız İsa’ya sevgi, Baba’nın armağanı Kutsal
Ruh ile birlik, karşılıklı hizmet, tüm insanlık için
en gerçek ve derin sevgi göstergesi olan İncil’i devamlılıkla
yaymak için çalışma. Bu şehrin içinde güneşe, ateşe benzer
bir ışık vardır: Kuzu devamlılıkla
aydınlatır böylece herkes yönünü bulabilmekte ve kendisinin ve
başkasının kimliğinden mutlu olabilmekte!
Kuzunun
ışığı havarileri kendileri için zor, ama
kardeşlerin birliği için değerli seçimler yapmaya yöneltendir.
Havarilerin İşleri Kitabı bize bunun örneğini gösterir.
İmana varan Museviler ve putperestler arasında birlik içinde
yaşamakla bazı sorunlar çıkmıştı. Museviler,
putperestlerin vaftizi almadan önce Musa’nın kanunlarını da
kabullenmelerini istiyorlardı. Havariler Kutsal Ruh’un onları
aydınlatmasıyla karar verdiler. Sonunda, İsa’nın,
Musa’nın kanunlarını tamamladığını
kabullendiklerinden Allah’ın Oğluna, Kilise ile birlikte iman etmenin
kurtuluşumuzu gerçekleştirmesi için yeterli olduğuna ve
başka hiçbir şeye gerek olmadığına karar verdiler.
İsa tek kurtarıcımızdır: bizi ölümü ve dirilişi
ile kurtardı. Kutsal Ruh havarilerin hikmetli ve cesaretli kararlar
almalarını sağladı. İsa, acı çekmeden önce Ruh
armağanını göndereceğine söz vermişti, Teselli
edicinin onları gerçeği anlamalarını
sağlayacağını haber vermişti, yani her zaman karşılaşacakları
yeni durumlarda Baba’nın sevgisi doğrultusunda karar
verebileceklerine söz vermişti. Günümüzde de dünyamızın
yaşamamıza zorladığı yeni ve zor durumlarda Ruh,
çobanlarımızı, episkoposlarımızı
aydınlatır ve yöneltir, doğruyu karar verebilmelerine
yardımcı olur. Kutsal Ruh’un daima bizimle ve Kilise ile kalması
için İsa’ya karşı devamlılıkla sade ve kararlı
bir sevgi beslemeliyiz. Bunu bize O tembihledi: "Beni seven sözüme uyar, Babam da onu sever. Biz ona geleceğiz ve
onunla birlikte yaşayacağız”. İsa’yı severek
içimizde Onun ve Babanın varlığını tecrübe
edeceğiz! Onlar ışık, gerçek ve yaşamlarının
tüm aydınlığı, sevgilerinin gücü ve Ruhlarının
hikmetiyle içimizde olacaklardır.
İsa’yı sevmek
barışımızın ve gücümüzün sırrıdır.
İsa’yı sevmek birlikte yaşamayı başarmamızın
sırrıdır. İsa’yı sevmek ailelerimizin
sabitliğinin garantisidir. O bize ısrarla kendisini sevmemiz
gerektiğini söylemekte, çünkü bunun yaşamımızın
güzelliği olduğunu bilmekte. Biz İsa’yı sevdiğimizde
Allah’ın sevgisinin gücü içimizde hareket eder ve tüm dünyanın
değişmesi ve yeniden yaratılması için içimizden taşar.
Rabbim İsa seni seviyorum! Sen benim yaşamımsın, sen
insanların şehrinin temeli ve ışığısın!
Benim de içine girebilmemi ve tüm imanlılarla barışı ve
birliği tadabilmemi sağla!