1)
Ben kendimi sana tanıtırım,
sen bana kendini tanıtırsın; ben sana nasıl yaşayıp
düşündüğümü anlatırım, sen bana nasıl yaşayıp
düşündüğünü anlatırsın.
2)
Bir şey anlamazsam, senden
açıklama dilerim, sen de benden.
3)
Senin söylediklerinden bir şeyini
kabul edemezsem sana söylerim, sen de ayrı görüşte olursan, bana
söylersin!
4)
Eğer, aynı fikirde olmadığımızdan
dolayı, kızarsam yada kızarsan, gerçek diyalog yapmakta yeteneksiz,
beceriksiz olduğumuzu gösterir!
5)
Bir konuda aynı düşüncede
isek, aynı görüşte olursak, birlikte seviniriz!
1. Io mi presento a te, e tu ti presenti a me; ti racconto come vivo e come penso, e tu mi racconti come vivi e pensi.
2. Se non capisco qualcosa ti chiedo spiegazione, e tu a me.
3. Se non sono daccordo su qualcosa, te lo dico, e se tu non sei daccordo, me lo dici!
4. Se ti arrabbi o mi arrabbio perché non pensiamo la stessa cosa, non siamo capaci di dialogare!
5. Se in qualcosa ci troviamo daccordo, siamo contenti insieme!
= = =
Senin
sorularına cevap vermek kolay olmayacak. Sana imanımı açıklamak
zor olacak çünkü biz, Hıristiyanlar, kullandığımız
kelimeler sizin, Müslümanlar, tarafınızdan da kullanılır,
ancak sizin için farklı bir anlam taşırlar. Ayrıca bazen
aynı bir kelime bize ve size farklı olayları hatırlatır;
ve aynı olaydan söz edilirse de, sık sık tarafımızdan
ve tarafınızdan çok farklı bir şekilde tanınmış
bir olay olabilir. Zihniyetimizin, kültürümüzün farklılıkları
geçmişteki bazı tarihi olayların bize ya da size zıt bir
şekilde anlatılmış, hatta bazılarının hiç
anlatılmamış olduklarına bağlıdırlar. Bu
yüzden aramızda anlaşmazlık ve önyargıların olması
mümkündür.
Non mi sarà facile rispondere alle tue domande. È difficile spiegarti quello che credo, anche perché molte parole che usiamo noi cristiani le usate anche voi musulmani, ma con significato diverso. Altre volte le stesse parole evocano fatti differenti per noi e per voi, oppure si riferiscono agli stessi fatti conosciuti però in modo molto discorde. La diversità della nostra cultura dipende anche dal fatto che alcuni eventi del passato ci sono stati raccontati in modi opposti, e addirittura qualcuno a noi o a voi è stato taciuto o nascosto. È possibile perciò che tra noi ci siano incomprensioni o pregiudizi.