BEN’İM

.................

6. BEN GERÇEK ASMA’YIM

 

Kutsal Kitap bir bağdan bahsediyor. Allah bu bağla yakından ilgilendi, ona çok dikkat etti.

Onu çitle çevirdi, çapaladı, taşlardan ayıkladı, üzümü ezmek  için bir çukur kazdı, bir de gözcü kulesi inşa etti; üzerine seçme asmalar ekti. Ve bağının üzüm vermesini bekledi. Ama bağ yabanıl üzüm verdi. Hayal kırıklığına uğratan, kötü asmalardan oluşan bir bağdı. (bakınız Yşa 5, Yer 2).

Sahibine, leziz meyveler verecek olan, beklenen neşeyi ve hazzı sunacak olan asma hangisidir?

 

Ben gerçek asmayım.

İsa, yeni ve gerçek asmadır. Peder O’nun ile bir bağ sahibi gibi yakından ilgilenir. O’na ait olanlar O’na ebediyen bağlıdırlar. O, tüm dünya için Peder sevgisini gerçekleştirecek olan halka hayat verir.

Bağ sahibinin yakından ilgilendiği bağ ve küçük dalları, İsa ile O’na ait olanlar arasındaki ilişkiden, Peder ile İsa arasındaki ilişkiden, Peder ile şakirtleri arasındaki ilişkiden bahseder (Yu 15).

 

Ben gerçek asmayım.

İsa, Peder için memnuniyet ve neşe kaynağı olacaktır. Peder, toprağa sağlamca ekiliş olan oğlu ile ilgilenir. Kendisini kabul edenler ile öyle bir birlik içindedir ki, onlarla tek bir vücut oluşturur, O’nun ile birlik olanlar O’nun Kutsal Ruh’u ile yaşarlar.

Peder bu asma ile ilgilenir. Verimli olmasını, bol meyve vermesini ister. Bu yüzden, eline keskin bir makas alıp budamaya başlar. O, elini nereye koyması gerektiğini bilir. Budar. Kalan dalları, desteklere sıkıca bağlar. Hiçbir dal, bütün kalmaz.

Mesih’in vücudu ile Peder de böyledir.

Ben küçük dallardan biriyim. İsa’nın hayatı ile yaşarım, tek bir kaderi paylaşıp O’nun ile birlik olurum. O benim ile olan birliğini kullanıp meyve verecek, Kutsal Ruh’u dünyaya yayacaktır.

Fakat bunu yapabilmek için Peder’in benimle ilgilenmesi gerekir.

 

O beni görüyor ve tüm erdemlerime gerek olmadığını biliyor, tüm düşüncelerimin gittikleri istikametlerin daima gerekli ve faydalı olmadıklarını da biliyor.

Bazı arzularımın veya ilgi alanlarımın değerli zamanımın ve enerjilerimin kaybı olduklarını görüyor, oysa bunları Hükümdarlığında başka şekilde harcayabilirim. O buduyor.

Kesici makaslar kullanıyor. Terslikler? Hastalıklar? İtaatler? Hayal kırıklıkları? Takipler? Evet, bunlar ve başka şeyler. Bunlar acı verirler, ama gereklidirler. Bunlar, Peder sevgisinin kullandığı araçlardır. Sevgi!

 

Ben gerçek asmayım

İsa ve Peder birbirlerine şan vermekten zevk duyarlar. Budanan asma daha değerlidir. İyi budanmış asmanın meyvesi bağcıya sevinç verir.

Peder Oğlu ile ilgilenir ve Oğul Peder’i över. Ben Peder’in Oğluna gösterdiği şefkatin ürünüyüm. Çünkü gerçek asmanın çubuğuyum.

Hiçbir şeyden şikâyet etmiyorum, hatta Peder’in bana ellerini kaldırmasından, beni kesip bağlamasından mutluyum. Peder Oğul’u sever.

Göz yaşlarım Peder’in benim için gereksiz, meyvesiz gördüğü şeyi sevdiğimin sadece bir işaretidir. Gözyaşlarından sonra daha değerli fidanlar gelecektir. Bağlanmanın verdiği acıdan sonra bağlı olduğum yerden yeni çubuklar çıkacaktır. Senin arzuların benim arzularımdır!

 

BEN GERÇEK ASMAYIM

 

Evet, İsa ve ben Senin bir parçan olmaktan mutluyuz.

Seninle bir olmaktan, Ruh’una dalmış olmaktan büyük onur, yoğun yaşam ve daha faydalı görev yoktur, senin nerede bitip benim nerede başladığımı bilmem: Biz biriz!

Senin meyve vermeni sağlayan budamaları ben alıyorum, Sen bana Peder’in sevgisinin meyvesini getiriyorsun. Susuzluklarını gidermek isteyen insanlar bana Seni bulmak için geliyorlar, Sana geliyorlar ve tekrar beni buluyorlar. Sen gerçekten, gerçek asmasın!

Senin Ruh’unun İsa, yüreğime ve kalbime gelmesiyle gerçekleşen birliği görmekten Peder çok mutludur. Bunun sayesinde ben Senin arzularını gerçekleştiriyorum ve bana verdiğin günleri, yılları, sorumlulukları, anlayışsızlıkları huzur içersinde yaşıyorum: bunlar da şanının işaretleri ve araçları olmaktadırlar.

Gerçek asma İsa, Seninle birlik olmaktan başka bir şey istemiyorum: beni buda, bağla ama Seninle birlik olayım. Peder beni budayıp bağladığı müddetçe, bu halen meyve verebileceğimin, halen Senin ile samimi bir birlik içinde olduğumun işaretidir.

 

BEN GERÇEK ASMAYIM!

 

7. BEN EKMEK’İM!

 

Gerçekten gerekli olanı gösterebilecek daha açık bir imaj bulamıyoruz: her gün ekmek. Bu normal bir şeydir. Ekmek insanın temel besinidir, ekmek insan emeğinin amacıdır. İnsan ekmeğini kazanmak için çalışır, ekmek yer, çalışacak gücü ekmek yiyerek elde eder. Ekmek insanın yürüyüşünün temelidir.

 

Ben gerçek ekmek’im

İnsanın gerçek yaşamı kollarını sallamak veya yürümek değildir, ne de yorulmak ve alın teridir. İnsanın gerçek yaşamı daha saklıdır, içindedir, gözlerini, ellerini, adımlarını hareket ettirendir. İçinde dikkat, düşünce ve duygular uyandırandır. İnsanın gerçek yaşamı kalbinde yaşanmaktadır. Bunun için insanın gerek duyduğu ekmek, gerçek üstü bir olgudur. Canlı bir ekmek vardır ve çürüyebilen bir ekmek vardır. Besleyen bir ekmek ve beslediğini zannettiren bir ekmek vardır, anlık bir tokluk hissi ve güzel tat verse de ekmek değildir.

 

Ben gerçek ekmek’im!

İsa içsel yaşamı besleyen ekmektir, aldatmadan veya hayal ettirtmeden besler.

İsa insan yaşamının temeli olunca, o insan yaşadığını hisseder, yeniden doğmuş gibidir. O zaman sevilmekten zevk alır; başkalarının sevgi hareketlerine karşı cevap olarak değil de kendisinin aldığı armağanı başkalarına da veren biri gibi sevmeyi başarır. Onda yaşam armağan olduğu için yaşamdır: sadece gerçek ekmek ile beslenmeye dikkat eder ve gerçek ekmeği elde etmek için yorulur.

 

Ben gerçek asmayım

İsa ile besleniyorum ve İsa için yaşıyorum.

Tüm işlerimin sebebinin O olmasını istiyorum. O’nun tarafından istenmeyen işlerden vazgeçiyorum.

Hareketlerimin tek amacı O’nun şanıdır, O’na şan vermeyen işleri gerekli veya faydalı gibi görmeyeceğim.

Ben gerçek ekmek’im

Evet, İsa, sen yaşamımın gıdasısın.

Yüreğimde ve bedenimde Sen oldukça her yorgunluğu aşabilirim.

Sen içimde iken, ben de kardeşlerim için bedava bir armağanım. Ben de onlar için ekmek oluyorum.

 

Sen olmayınca sevgi zayıflar, sevinç yok olur, huzur yerine acele ve huzursuzluk gelir. Sen Allah’ın Hükümdarlığını, içimde besleyen, ekmeksin.

Sen, insanlara karşı dikkatli olmayı ve onlara gerçek, içsel zenginlikleri vermeyi sağlayansın.

İsa, Sen benim ekmeğimsin.

Sen bütün dünya için Peder’den istediğim ekmeksin.

Sen günün her saatinde yemek istediğim ekmeksin. Sen Sözün, bakışın, gizemlerin ve Efkarestiya ekmeği aracılığıyla canlı ekmek oluyorsun.

Sen kardeşlerimi kandırmamak ve hayal kırıklığına uğratmamak için vermek istediğim ekmeksin.

İsa, gerçek canlı ekmek!

 

8. BEN SÖZ’ÜM

 

İsa sözdür. Bu cümleyi O söylemedi: “Ben Söz’üm”, ama bu cümle O’nun için söylenmiştir.

Latinceden gelen bir kelimeyle O, “Kelam’dır” diyoruz ve Yuhanna İncil’inin dediği gibi “sayesinde her şey yaratılandır”. Allah her şeyi Sözü ile yarattı.

Söz!

İsa Peder’in Sözüdür: yaratıcı gücüdür, sevgisinin tatlılığıdır, merhametinin uysallığıdır, aklının hikmetidir. İsa bir şey söylediğinde o gerçekleşir: O felçliye şöyle dedi: “kalk” ve felçli kalktı; dilsize “konuş” dedi ve o sesini çıkardı; köre “bak” dedi ve kör renkleri tasvir etmeye başladı; Lazar’a “çık dışarı” dedi ve ölü ayağa kalktı; denize “sakinleş” dedi ve sular sakinleşti. İsa Sözdür, Allah’ın dünyaya söylediği Sözdür. İsa kurtuluştur, çünkü Peder tarafından verilen Adı, “Allah bizimle beraber” anlamındadır: o halde hiçbir düşman bize kötülük yapamaz.

 

Peder şöyle deyince: “O’nu dinleyin”, şöyle diyor gibidir: “O benim size yolladığım habercidir, size söylemek istediklerim O’dur, yüreğimden çıkan armağan O’dur: O’nu ciddiye alınız, sizleri ele geçirmesine izin veriniz”.

İsa, bedenimize, ruhumuza tüm duyularımızla girmeye yönlendirilmiş Sözdür, varlığımızı doldurmaya layık Sözdür. İnsanlardan gelen birçok söz vardır: ilginç, merak uyandıran, olaylar hatırlatan, geleceği tahmin eden, huzursuzluk veren, huzur vermeye çalışan, sağduyumuzun yerini alan çok sözler vardır. Geçici sözlerdir, huzur dolu sessizliği bozarlar, sevgi doğurabilecek sessizliği bozarlar.

Sadece bir söz sessizliği bozmaz, sadece bir söz rahatsızlık vermez, sadece bir söz ebedidir: Söz!

İsa, Söz “odama” girdiğinde etrafımı kaplayan sessizlik dolar, arınır, büyüme yeri olur; İsa’nın tüm Kişisi olan Söz, diğer sözler gibi değildir. O tüm gerginlikleri azaltır, yüreğe huzuru verir, geçmişi ve geleceği fedakârlık sebebi yapar, şimdiki zamanda ise kendini sunma anlamına gelir. “Bugün” doğarım, “bugün” ölürüm, “bugün” yüreğime Söz gelince yaşarım.

 

İsa, Sen tekrar tekrar duymak istediğim Söz’sün.

Sen Peder’in sevgisinden dolayı bana yönelttiği Söz’sün, Sen Kutsal Ruh sayesinde sevdiğim ve her olayda aklıma gelen Söz’sün.

Sen her sessizliğim için Söz’sün. Sen gerçek sessizlik ve Benimle Peder arasındaki gerçek diyalogsun. O bana şöyle der: İsa benim her şeyimdir. Ben de O’na şöyle cevap veririm: İsa benim her şeyimdir! O bana şöyle de der: İsa senin her şeyindir! Ben de O’na şöyle cevap veririm: İsa benim her şeyimdir! Teşekkürler!

Sen benim kardeşlerle aramdaki gerçek ve faydalı diyalogsun. Onlar bana varlıklarıyla ve sesleriyle seslenirler, ben de kendimi Peder’e onlar için sunmaya çağıran Senin sesini duyarım. Ben onlara Seninle dolu bir yaşam veririm, bu sayede Peder tarafından sevildiklerini anlarlar, ebedi Sözüne, güvenli ve sadık Sevgine dalarlar.

İsa, Söz Sensin: Allah’ın tadı olmayan tuzu olmak istemediğimden, başka bir şey dinlemek istemiyorum, başka bir şey vermek istemiyorum.

 

9. RABBİM VE ALLAH’IM!

 

Bazı kişiler İsa’nın açıkça, bizim hoşumuza giden açıklıkla “Ben Allah’ım” demediğinden şüpheler duyduklarını söylüyorlar. İsa gerçekten de bunu hiç söylemedi. Niçin? Biz onun tanrılığından şüphe edebilir miyiz?

Bu soru bazı eski veya modern dini akımlar veya içsel denenmeler tarafından sıklıkla sorulmaktadır.

İsa bu tarz bir açıklama yapmak istemedi. Böyle bir açıklama yapmış olsaydı imansızların soruları daha da fazlalaşacaktı.

İsa “Ben Allah’ım” demedi, çünkü bizler de istediğimizi anlamış olacaktık. Gerçekten de her birimiz Allah’ın bir imajını inşa ettik veya başkasından miras aldık. Bazıları bunu filozoflardan, bazıları kendi düşüncelerinden, başkaları ise yaşamlarından aşağı yukarı ne beklediklerinden almışlardır.

Bizim Allah hakkındaki entelektüel düşüncelerimiz uygunsuz, belki de yanlış veya hatalıdır. İçimizde var olan egoizm ve günahlarımız, zekâmızı Allah hakkında yanlış bir imaj yaratmaya itmektedirler, Allah’ı bu sayede kendimize benzer düşünürüz, yani en azından yanlış tanırız. İsa “Ben Allah’ım” dememesinin sebebi, bu kadar değişik ve ters imajlarımıza değer kazandırmak istemediğindendir. O bize “Ben Allah’ım” demedi, ama bizim için ne anlama geldiğini ve bize ne tür sorumluluklar yüklediğini söyledi.

 

İsa öyle bir şekilde yaşadı ki hareketlerinde, içsel davranışlarında, sözlerinde ve ses tonunda Allah’ın gerçek çehresini görebilmemizi sağladı.

Hatta şöyle dedi: “Beni gören Peder’i görür!”.

Zekâmızla tanıyabileceğimiz bir Allah göstermedi, sevilecek, karşılaşılacak, tamamen güvenilebilecek bir Peder gösterdi.

Aynı zamanda kendi insani çehresiyle Peder’in çehresini gösterdi, insanın Allah önünde nasıl evlat gibi yaşaması gerektiğini gösterdi. Böylece İsa tek aracıdır: bize Allah’ı ve insanı gösterir, Peder’i ve Oğul’u gösterir! O hem Allah’ın Oğlu’dur, hem de insanoğludur!

İncil’in her sayfasında ve İsa’nın her konuşmasında ve Sözünde şunu gerçekten söyleyebiliriz: işte, Allah’ı görüyorum. İşte, Allah’ı dinliyorum. İsa Allah’tır, Allah İsa’nın gösterdiğidir, çünkü O insanın görebileceği Allah’ın çehresidir.

İsa bize Allah olduğunu söylemedi, (söyleseydi kim bilir ne anlayacaktık), ama kendinden bahsederek içimizde Allah’a karşı hissetmemiz gereken, gerçek ve doğru davranışları ve duyguları hissetmemizi sağlamıştır. İsa kendini Allah’ı dinlediğimiz gibi dinleyebileceğimiz, Allah’a itaat ediyormuş gibi itaat edebileceğimiz, kendimizi Allah’a emanet ediyormuş gibi O’na emanet edebileceğimizi gösterdi.

 

Arkadaşlarına “Allah’a inanın ve bana da inanın” dedi. Allah olmasaydı bize böyle bir şey diyebilir miydi?

Aziz Pavlus tek bir cümleyle bütün bunları özetliyor: “Çünkü tanrılığın tüm doluluğu bedence Mesih’te bulunuyor”. İsa’nın insanlığı tanrılığın insanla karşılaşmasını sağlıyor, insanın her zaman arzuladığı ve gerçekleştiremediğine götürüyor: Allah’a ulaşmak! İsa’yı seven, O’na itaat eden, O’nu dinleyen ve kabul eden ilahi yaşama, ebedi yaşama girer!

 

“O’na (Oğul’a) iman eden ebedi yaşama kavuşur”. İsa Allah olmasaydı bu sözler küfür olurdu.

O, Allah’a ait olan tüm unvanları kendi üzerine aldı. Bir mezmurda, şöyle yazılıdır: “Allah ışıktır”. Allah çobandır, Allah yaşayandır, Allah var olandır! İsa her “Ben’im” dediğinde, örneğin “Ben iyi çobanım”, “Ben Işık’ım”, “Ben Gerçek’im” v.s. dediğinde ilahi yaşama tamamen katıldığını, kendi tanrılığını belirtmektedir: İbraniler bunu çok iyi anlamışlardı ve bu sebepten O’nu taşlamak istiyorlardı: “İnsan olduğun halde Allah olduğunu ileri sürüyorsun” (Yu 10, 33).

“Bana iman etmeseniz bile, yaptığım işlere iman edin. Öyle ki, Peder’in bende, benim de Peder’de olduğumu bilesiniz ve anlayasınız” (Yu 10, 38).

 

Rabbim İsa, inanıyorum: Sen Peder’desin ve Peder Sende. Sen de Hikmet, Her şeye kadirlik, Sende Peder’in Sevgisi vardır.

Peder’e itaat etmek için Sana itaat ediyorum, Seni dinliyorum, Sana tapıyorum. Peder Senden mutlu ve ben Seni kabul ettiğimde benden de mutlu olmaya başlar ve beni evladı, Oğlu yapar! İsa, Sen Allah’ın adamısın ve insanın Allah’ısın, bana Peder’in çehresini gösterdiğin için teşekkürler! Beni O’na oğlu gibi yaklaştırdığın için teşekkürler! Allah’ın benden uzak olmasına izin vermediğin ve O’nun hakkında yanlış fikirler edinmeme izin vermediğin için teşekkürler! Seni seviyorum ve Sana tapıyorum, Sen beni ebediyete kabul edecek olanın kollarısın! İsa, sen bilginlerin Sana tapmalarına izin verdin, Eriha’daki körün ve Samiriyeli cüzamlının Sana tapmasını kabul ettin! Sen, insanların, sadece Allah’a verdikleri sevgiyi ve imanı kabul ettin! Sen Tomas’ın haykırışını da kabul ettin, o halde benim sesimi de dinle: Rabbim, Allah’ım!

 

İsa, Seni yaşamımda Allah olarak, arzularımın Rabbi olarak, adımlarımın Çobanı olarak kabul ettiğim zaman, Peder’in övüldüğünden emin oluyorum, aynı zamanda Peder’de Seni de övüyor ve huzurumu ve sevincimi yok ederek Seni Allah olarak tanımamamı isteyen, birçok düşmanlarımdan beni kurtarıyor.

 

“RABBİM VE ALLAH’IM”

<<<<<<<<